26 Mart 2007 Pazartesi

Sphynx Cat – Sfenks Kedisi

Kedi tüyüne alerjim var diyorsanız ..

Etimoloji

Sphynx – Sfenks, Eski Mısır ve Eski Yunan mitolojisinde insan kafalı, dişi aslan gövdeli bir yaratıktır. Ancak tarihçe bölümünde görüleceği üzere Sfenks Kedisinin Eski Mısır ve Eski Yunan ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.

Bu kediye, bazen, Canadian Hairless Cat (Tüysüz Kanada Kedisi), Wrinkled Cat (cildinin buruşuk görünümünden dolayı, Buruşuk Kedi), Birthday Suit Cat (Herhalde yine buruşukluğu ima için, Doğum Günü Elbiseli Kedi) de denilmektedir. Fransa da ise, Chat sans Poiles ( Tüysüz Kedi ) olarak tanınmaktadır.

İmla olarak ta bir özellik var: Sfenx sözcüğünün İngilizce imlası, Sphinx şeklindedir. Nitekim kedi bu isimle tanıtıldığında bu orijinal imla tarzı kullanılırken, sonradan değiştirilerek, kayıtlara sphynx şeklinde alınmıştır.

Şahsiyet

Bu kediyi, canlı olarak gören ve tanıyanlar, onun ne kadar hassas ve sevecen tabiatlı olduğuna şahittirler. Bu karekteri bile onun tuhaf görüntüsünü telafi etmeye yeterlidir. Son derecede dostça ve sevgi ile insana yaklaşır. İyi tanıyanlar onu, biraz maymun, biraz köpek, biraz çocuk ve biraz da kedi olarak tavsif ederler. Sfenks Kedisini sadece fotoğrafta görmüş olanlar onu, belki itici bulabilirler. Nitekim böyle düşünen bazı kişiler, onu, tüysüz vücutlu, yılan suratlı, fare kuyruklu, yarasa kanadına benzeyen kulaklı, kısaca bulunabilecek en çirkin kedi şeklinde tarif ederler. Kanadalı bu tüysüz, çıplak kedi, bu hayret verici görüntüsü dolayısile ya çok sevilmiş, ya da çok nefret edilmiştir. Ancak hiçbir zaman önemsenmeyip küçük görülmemiştir. Bazıları onun için , “ O kadar çirkindir ki onun için güzeldir” derler.

Kaynaklar
- Cat Breeds of the World- Desmond Morris
- The Illustrated Encyclopedia of Cat Breeds –Angela Rixon

Yavru Kirpiler..

miniminnacık kirpi yavruları .. Süperler ama değilmi ?

böcekçiller (Insectivora) takımına bağlı familya. Tehlike sırasında çoğu, tostoparlak olur ve dikenlerini dışta bırakarak kendini korur. Kış uykusuna yattıklarını biliyormuydunuz !?
Yaklaşık 30 cm. boyunda, ağırlığı cinsiyete, yaşa ve yaşadığı koşullara bağlı olarak 500-1200 gr. arasında değişir. Gövdesinin üzeri 2-2.5 cm. uzunluğundaki kırçıl dikenlerle örtülüdür. Kızdırıldığı zaman vücudu tostoparlak hale gelir ve böylece bir diken topuna dönüşür.
Çalılıklı ormanlardan, büyük park ve bahçelere kadar pek çok yerde yaşayabilir. Nemli yerleri sever. Toprak içine açtığı tünellerde barınıyormuş.

Ben kendi adıma "aman dikkat!!!" diyorum :)

21 Mart 2007 Çarşamba

Kelebekleri çevre şartları öldürüyor ..

Türkiye'de bulunan 500'e yakın gündüz kelebeğinin ortalama 105'inin Samsun'da yaşadığını da öğrendik.
Kelebek türleri kanatlarındaki güzel, göz alıcı renkler ve desenler ile gerek profesyonel, gerek amatör entomologlar ve doğa severlerin ilgisini çekiyor. Bu böcek grubu üzerinde tüm dünyada yoğun bir şekilde faunistik, biyolojik, ekolojik ve kelebek koruma çalışmaları yapıldığı, değişik iklim koşulları ve topoğrafik yapıya sahip Türkiye'de zengin bir flora ve buna bağlı olarak da oldukça zengin bir kelebek faunasına sahip olduğuna dikkat çekiliyor.
Türkiye'de şimdiye kadar değişik yerli ve yabancı araştırmacıların yaptıkları çalışmalar sonucu 500'e yakın gündüz kelebeği tür ve alt türü saptandı. Halen kelebek faunasının tespitine yönelik yerli ve yabancı bilim adamları tarafından araştırmalar sürerken, Samsun ve yöresinin başta Akdağ olmak üzere doğal zenginliğe bağlı olarak kelebek türleri bakımından zengin bir çeşitliliğe sahip olduğu belirtiliyor. Samsun yöresinde yapılan çalışmada 105 gündüz kelebeği türü, bunların yaşama alanları ve yoğunlukları tespit edildi. Saptanan türlerden bazılarının yoğunluklarının düşük olduğu ve nesillerinin tehlikede oldukları kaydediliyor. Kelebek türlerinin popülasyonlarının azalmasında, geçen yüzyılın son yarısında yapılan düzensiz ve aşırı zirai ilaç kullanımı, çayır, mera alanlarının sürülerek tarıma açılması, aşırı ve düzensiz otlatmalar, ormanların tahribatı ve anız yakma gibi faktörlerin yol açtığına dikkat çekiliyor.
Kelebeklerin korunmasıyla ilgili olarak oluşturulan Avrupa Kırmızı Listesi'nde, Türkiye'de 50 gündüz kelebeği türünün neslinin tehlikede olduğu belirtildi. Kuruluşun Samsun yöresinde yaptığı çalışma, kırmızı listede bulunan kelebek türlerinden 15'inin Akdağ'da bulunduğunu, yoğunluklarının düşük olduğunu ve bu türlerin nesillerinin tehlike altında bulunduğunu ortaya koydu. Yörede tespit edilen ve nesilleri tehlikede olan kelebek türleriyle ilgili olarak koruma önlemlerinin alınması gerektiği, bunun için de kelebek türlerinin bulunabildiği Akdağ'ın orta hattındaki 1100-1500 metre rakımlardaki Kapaklı-Aktaş güzergahının kelebek koruma alanı olarak belirlenmesi önerildi.

20 Mart 2007 Salı

Kelebeğin Çiçeğe Sevdası..

(resim kelebeğin gelişimini anlatıyor)
Kimine göre küresel ısınma, kimine göre mevsimlerin şaşırması insanlar kadar doğadaki tüm canlıları da etkiledi. Doğada çiçeklerin erken açması, çiçeklerle bütünleşmiş kelebek ve arıların da doğayla erken buluşmasına neden oldu.
Doğada, ‘Kelebeğin papatyaya sevdası soğuk bir şubat gecesi başlar' diyen şair Atilla Işık ' ın dizelerini hatırlatan tablolar oluştu. Vücut ısıları 30 derecenin üzerine çıktığı zaman uçabilen kelebekler bu yıl hayata erken başladı. Gökkuşağının tüm renklerini kanatlarında taşıyan kelebekler ile arılar, erken boy veren çiçeklerin polenlerini paylaşırken, doğa severler için görsel şölen sundu. Yaşam süreleri, türü ve iklime göre değişen kelebeklerin, baharın karşılandığı bu günlerde bir gün daha fazla yaşamak için güneş ışınlarından ve çiçek polenlerinden güç aldığı ifade edildi.
(19 mart 2007 Hürriyet)

Peki Ömürleri Ne Kadar ?

Kelebeklerin yaşam süreleri kelebeğin türüne göre değişiklik gösteriyor. Kelebekler için, avcılar gibi etkenler yüzünden maksimum yaşam süresinden daha kısa olan "beklenen yaşam süresi" kimi araştırmacılara göre 2 ile 14 gün arasında değişiyor. Maksimum yaşam süresi ise 4 günle 10-11 ay arasında değişebiliyor. Dişi kelebekler genelikle erkek kelebeklerden daha çok yaşıyor. Hiçbir yetişkin kelebek bir yıldan fazla yaşayamıyor. Tabi bu rakamlar canlının tırtıl ve pupa evrelerinde geçirdiği süreleri içine almıyor. Kimi türlerde erkeklerin çiftleştikten hemen sonra öldüklerini de ekleyelim.